24 TV’de yayınlanan Raylar Boyunca programının başarılı sunucusu Bülent Alkış, Cumartesi Akşamı Ali Demirtaş’ın sorularını yanıtladı.
Favori oyuncu Bülent Alkış: “Oyunculuğun sistemik bir akıl hastalığı olduğunu düşünüyorum. Kontrol edilebilir şizofreni gibi. Ama buna takıntılıysan ve doğru yaparsan… Patlamış mısır gibi patlamaktan bahsetmiyorum. Çünkü ustalarım var. Evet, oyunculuk kontrollü bir hastalıktır. Ve bırakamazsın, bırakamazsın Bir nevi bağımlılık yapar, çok zevkli ve zevklidir. Oyunculukta da birden fazla maskeniz var. Ama tabii ki maske takmaktan bahsetmiyorum.”
“OYUN SİSTEMİYLE BİR RUH HASTALIĞI GİBİ”
Bülent Alkış, rol aldığı sayısız projeyle şimdiden başarılı oyuncular kategorisine adını yazdırmış bir isim. Çevremde, Gül Oya, Sanat Sokaklar, Bu Kalp Seni Unutur mu?, Filinta, Anonim, Uyanış: The Büyük Selçuklu, Evliyaya Dair Her Şey, Çanakkale 1915, Cep Herkül: Naim Süleymanoğlu ve Bandırma Füze Kulübü oyunculuk performanslarını sergilediği projelerden sadece birkaçıdır. Alkışlar, artık oyunculuğuna bir sunucu daha eklemiş. 24 TV ekranlarında yayınlanmaya başlayan Raylar Boyunca belgesel programının sunuculuğunu yapan Bülent Alkış, Türkiye’de demiryollarının artmasıyla birlikte demiryolu ve garın kentin kültürel ve sosyal yapısını nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor. Bu vesileyle Bülent Alkış ile görüşmeye geldik. Hem yeni programını hem de oyunculuğunu konuştuk.
“DÜNYANIN EN GÜZEL ÜLKESİNDE YAŞIYORUZ”
ALİ DEMİRTAŞ: Along the Rails’in içeriğini ve formatını nasıl özetlersiniz?
BÜLENT HÜKÜMLERİ: Along the Rails aslında Türkiye’de demiryollarının artmasıyla birlikte demiryolu ve tren istasyonunun şehrin kültürel ve sosyal yapısını nasıl etkilediğini anlatan bir proje. Raylar üzerinde ilerliyorsunuz, durduğunuz her istasyon, her istasyon o şehre ne kattı? Eskiden nasıldı, şimdi ne oldu? Bunu tüm Türkiye’de gördük. Büyük keyifli garlar ve gar çevresindeki sosyal yaşam… Gar lokantası, gar gazinosu, lokali, demiryolu çalışanlarının gittikleri yerler, oradaki lojmanlar, lojmanların çevresinde onlara hizmet verecek iş ve kültür yerleri… Gittiğinizde Anadolu, istasyon çevresinden birçok şehirden geliyor. Yani demiryolu bir bölgeye ulaştığında, o bölgenin kültürel ve sosyal yapısını hızla etkiler. Buradan çıkan malzemeler her yere gidiyor, Anadolu’ya yayılıyor, bağlayıcı oluyor. Demiryollarının böyle bir katkısı var. Ancak bu, yatırımın bir süreliğine durması bazı yerleri rahatsız etti. Değeri sadece tanınmaktır. Türkiye’nin neredeyse tüm sınırlarını gezdim. Bu 28 günlük bir macera. 24 iş günü, 4 gün tatil. 7 çalışanımızla 24 günde 15 ili ziyaret ettik. Bu bir rekor. Türkiye’yi ziyaret ettiğinizde dünyanın en keyifli ülkesi olduğunu bir kez daha anlayacaksınız. Evet, dünyanın her yerinde güzel yerler var ama Türkiye size hemen hemen her yerden bir şeyler sunuyor gibi görünüyor. Trende en çok dikkat ettiğim şey insanların gözleri çünkü duyguların en çok hissedildiği yer orasıdır. O gözlerde hep özlem gördüm. İnsanların neler yaşadığını görmek ve hissetmek istiyorsanız, biraz tren yolculuğu yapın. Aslında tren hayatın ta kendisi…
Profesyonel ve teknik anlamları dışında oyunculuk sizin için ne ifade ediyor?
Oyunculuğun sistemik bir akıl hastalığı olduğunu düşünüyorum. Kontrol edilebilir, şizofreni gibi. Ancak bu işi kafanıza takıyor ve güzelleştiriyorsanız… Aniden patlamış mısır gibi görünmekten bahsetmiyorum. Çünkü ustalarım var. Kontrollü bir hastalık gibi. Ve bırakamazsın, bırakamazsın Bir nevi bağımlılık yapar, çok zevkli ve zevklidir. Oyunculukta birden fazla maskeniz var. Ama maske takmaktan bahsetmiyorum, bu doğal, yanlış anlamayın.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı